Sosyal Medya

Makale

İdealin Realize Edilmesi: Gençlik… (3)

Bugün gençlikle nasıl bir baÄŸ kurulabilir?

Öncelik, içinde yaÅŸadığımız kültürel kodların doÄŸru bir betimlemesini yapmak ve bizi ne kadar etkilediÄŸi üzerine bir idrak ve bilinç sahibi olmaya çalışmayı irade etmektir. YaÅŸadığımız kültürel çaÄŸ ile düÅŸünsel duruÅŸumuz üzerinde bir farkındalık oluÅŸturduÄŸumuzda neyi nasıl yapacağımız konusunda bir açık fikre sahip olabilmeyi baÅŸarabiliriz. Bunun içinde en temel ÅŸart: mevcut düÅŸünsel ve eylemsel boyutumuz ile yüzleÅŸecek ve hesaplaÅŸacak bir cesareti gösterebilmektir. Bu cesaret aynı zamanda o çok övdüÄŸümüz deÄŸiÅŸimin de mihenk taşıdır. Çünkü deÄŸiÅŸime açık olamama zaten bazı ÅŸeyleri fark etmeyi engelliyor. Bunu itiraf dahi edemiyoruz. Yani sahip olduÄŸumuz düÅŸünce ve pratiklerimizin ne kadarı batılı düÅŸünsel kodlar tarafından belirleniyor ve ne kadarı da Ä°slami düÅŸünce kodlarından besleniyor. DüÅŸüncelerimiz oluÅŸurken etkilendiÄŸi ana mecra neresi? Batı mı yoksa batı üzerinden elde edilmiÅŸ dini düÅŸünce mi? Bu ikisi arasındaki fark ve bu farkın oluÅŸturduÄŸu ahlaki yapının sahihliÄŸini tartışmadan meseleyi özümleme ve çözümleme mümkün görünmemektedir.

Ayrıca gençliÄŸi salt biyolojik bir boyut olmaktan kurtarmak ÅŸart! Öbür türlüsü sadece biyolojik gereksinim ve geçicilik üzerinden temelleneceÄŸi için yanlış yönelime neden olacaktır. Ahlaki yapı, dinamik eylemlilik, geniÅŸ görülülük mevcut durumun ve konumun sihrinden kurtulmaya baÅŸladığımızda ve kendimizle de olmak üzere her ÅŸeyle araya mesafe koymaya baÅŸladığımızda sahip olabileceÄŸimiz deÄŸerler olacaktır. Böylece bu deÄŸerlere yaslanan kesimle iliÅŸki kurmamız daha rahat olacaktır.

YaÅŸanan kültürün bir muhayyilesine ve bu muhayyilenin sahip olduÄŸu bir dile ve bu dilin kavramsal çerçevesine haiz olmadan yol kat etmek zor olacaktır. O yüzden dillere pelesenk hale gelmiÅŸ ‘yeni bir dil’ inÅŸa etmeliyiz veya ‘yeni bir dile’ ihtiyacımız var, söylemlerinin altını doldurmak gerekir. Bunun içinde yeter ÅŸart: mevcut gidiÅŸatın kavramsal ÅŸemasını doÄŸru algılayabilmektir. Yani algı düzlemimizin nasıl deÄŸiÅŸip dönüÅŸtüÄŸünü kavramakla iÅŸe baÅŸlamalıyız. Gence ulaÅŸmak öyle hadi ulaÅŸalım dediÄŸinizde ulaşılacak bir durum deÄŸil! Ciddi anlamda felsefi bir alt yapıya ihtiyaç hissettiriyor. Bunun içinde mevcut kazanımlarımızın bir kısmından vazgeçmeyi göze alabilmeyi de içermektedir. Yani yeni bir dil yeni bir duygu ve anlam arayışını da içerecektir. O yüzden post modern kültürün baÅŸat öÄŸesi olan parçalanmış kimlik ve parçacı yaklaşım ile bu mesele çözüme kavuÅŸturulamaz!

Detaya inmeden bu meseleyi üç temel kavram üzerinden yeniden okumaya davet ediyorum.

Ä°stikamet üzere olma:

Ä°stikametin sahihliÄŸi; buna yönelik Kuranî vurgunun keskinliÄŸini ve derinliÄŸini dikkate sunarım. Ä°stikamet olmadan herhangi bir ÅŸeyi doÄŸru ve sahici bir ÅŸekilde ortaya koymak mümkün deÄŸildir. Çünkü bir ÅŸeyi kıymetlendiren ve ona anlam yükleyen ÅŸey bizzat istikametin kendisidir. El hak doÄŸrudur Müslümanlar kendilerini istikamet üzere kabul ederler. Ama Kuran açık bir ÅŸekilde istikamet üzere olmayı Allah’tan dua ile dilemeyi emretmektedir. Ve ayrıca sürekli bir ÅŸekilde ‘yöneliminiz nereye’ sorusunu da sormaktadır. Ä°nsanların kendilerini istikamet üzere görmeleri mümkün ama yeter ÅŸart deÄŸildir. Önemli olan saÄŸduyulu bir yaklaşımla sizin dışınızdaki bir bakışın sizin istikamet üzere olduÄŸu yönündeki beyanıdır. Bu tabii ki yalandan ve ideolojik maskelerden uzak bir yaklaşım içinde olanların dikkate alınabileceÄŸi bir vasatı iÅŸaret eder.

Kendi istikametini sorgulayan bir kiÅŸi ne kadar deÄŸerlidir biliniyor mu acaba! Belki ÅŸöyle de söylenebilir: bugün kendi istikameti konusunda bir ÅŸüphe taşıyan var mı? Yani istikameti konusunda kendi kendisiyle yüzleÅŸmeye cesaret bir kiÅŸi, kurum ya da hareket söz konusu mu? YaÅŸadığımız bunca yanlışa raÄŸmen hala bu soru eÄŸer bir cevaba duçar deÄŸilse neyi nasıl konuÅŸmaya baÅŸlayacağımız konusunda bir karamsarlık üretebilir. Mevcut verili kültürel yapıdaki tartışmalara vakıfım ve bu tartışmalar sahihlik tartışmalarını içermekle birlikte gerçek anlamda bir istikamet eleÅŸtirisine ulaÅŸamamaktadır. Ve bir çok tartışma kendi zemininin dışında gerçekleÅŸmektedir. Hatta bir adım ileri giderek bu tartışmalar maalesef bizi istikamet üzere olmaktan sadece uzaklaÅŸtırıyor. Çünkü o saflığımızı oluÅŸturmaya yönelmediÄŸimizde istikametimizin sahihliÄŸini saÄŸlama konusunda hep bir zaaf taşıyoruz. Ve bu zaaf sadece Müslümanları bölüp parçalamaktan baÅŸka bir iÅŸe yaramamaktadır. Selefi, sufi, gelenekçi, modernist, ılımlı, radikal vesaire daha da çoÄŸaltılacak ayrışmalar bir istikamet sorusuna ve sorununa tevdi edilmedikçe saÄŸlıklı bir zemini iÅŸaret etmiyor. Bu parçalanmışlık gençlik ile bir baÄŸ kurmada da zaaf oluÅŸturuyor. Bu baÄŸlamı hesaba kattığımızda istikamet üzere olmak aynı zamanda bütünlüÄŸü ve tamlığı da içermektedir. Yani güncel deyim ile vahdeti saÄŸlayan önemli bir etkendir.

Bir istikamet sahibi olmak mevcut durumu ve olabilecek ÅŸeyleri nasıl yorumlayacağımızı ve anlamlandıracağımızı aÅŸikar kılarak onu eleÅŸtiriye tabi kılmayı kabullenmeyi ve kendimize olan güveni iÅŸaret eder. Elde etmek istediÄŸiniz ÅŸeyin ne adına elde edileceÄŸini belirlemek açık bir yapıyı inÅŸa etme konusunda da güvenilirlilik saÄŸlar. Böylece eldeki mevcut dedikodu ve eleÅŸtirileri bertaraf ederek varlık sahasında ÅŸüpheye mahal kalmaz. Bunun saÄŸlayacağı emin olmanın toplumsal zemindeki kıymeti harbiyesini ise ehline bırakalım…

(Makalenin devamı gelecek hafta pazartesi günü yayınlanacaktır.)

 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.